26 Aralık 2014 Cuma

Yeni yılı bekliyorum

Evet bir yılı daha geride bırakıp, yeni bir yıla girmeye bir kaç gün kaldı.

Her yeni yıl, yeni başlangıçlar, yeni umutlar demektir.

Nerede yaşam varsa, orada umut da vardır.

Umut ediyorum ve diyorum ki yeni gelen yıl evlerimizde huzur ve bereketi, bedenlerimizde sağlığı, yüreklerimizde sevgiyi eksik etmesin.

Gönlünüze göre bir hafta sonu geçirmenizi diliyorum.






11 Aralık 2014 Perşembe

Arkamda bıraktıklarım....

Bugün kışlık eve geçmek için toparlanmaya başladık, toparlanmak da ne demek gören evden taşınıyorlar sanacak. Senenin 8 ayı yazlık evde yaşayınca ne gidecek ne kalacak derken araba tıka basa dolmuş oluyor. Tabi bu arada sinirler tavan yapmış durumda arada bey le ufak ufak atışmalar "Bu araba hep böyle dolumu olacak" gibi sitemleri duymamazlıkdan gelerek toplanmaya devam, aslında benim anlatmak istediğim bu değildi ama nereden buraya geldim anlıyamadım. Her neyse beni asıl üzen başlıkda da belirttiğim gibi arkada bıraktıklarım. Yazlık evlerde her kapını kapanması onların aç kalıp ölüme terk edilmeleri oluyor. Bazı kişilerin yazın bakacağım diye getirilip giderken de sokağa bıraktıkları bu hayvanlara çok üzülürüm. İnsanlar varken varlıklarını fazla hissetmiyorsun herkez gittikden sonra 20 - 30 kedinin sokakda başıboş kalması yarı aç yarı tok yaşamaları.En can alıcı yeride bu hayvanlar ev ortamına alıştıklarından dolayı sokakda yaşamayı çok da bilemiyorlar gibi düşünüyorum, kedi besliyenler bunu daha iyi bilirler afaki konuşmuş da olmuyayım. Aslında yazılacak çoooook şey varda en iyisi ben burada nokta koyup, herkese selam olsun diyeyim.

Doğa her daim sevgisini bize sunduğu gibi biz de doğada bulunan canlı cansız her şeye sahip cıkıp seveip koruyalım derim.

 

1 Aralık 2014 Pazartesi

Ağaçtan topla sepete, yolla memlekete.

Tam da yukarıda belirttiğim gibi bahçemdeki ağaçlardan topladığımız meyveleri alıp biraz ziyaret biraz kargo hizmeti sunmak üzere İstanbul'a gittik. (Bu arada kargo fiatları da el yakıyor) Oğlum ve gelinimle görüşüp bir kaç gün sonra Çorlu'ya geçip kardeşimi de ziyaret edip eve dönelim derken Sonbaharın son gününde İğneada turu yapmaya karar verdik. (İğneada, Kırklareli ili Demirköy ilçesine bağlı bir sahil kasabası) Yağmurlu ve sisli bir gün eşliğinde ada'yı gezerken yağmur nedeniyle sık sık küçük kafelere girdik her kafede soba üstü çay, sımsıcacık sohbet derken ada'ya veda etme zamanı gelmişti. İğneadayı birkaçyıl önce İlkbaharın çoşkusuyla gezmiştim şimdi de Sonbaharın songününün verdiği hüzünle gezdim. Sis ve yagmur nedeniyle fazla fotoğraf çekemedim ama bir kaç fikir verebilirim, ada'nın leziz balıklarını yemeden ve manda yoğurdu almadan,kırmızı et sevenlerin de kasaba uğramadan dönmeyin derim.

Sevgi ve huzur dolu bir hafta geçirmeniz dileğiyle.

Bu sevimli dosta da kargo hizmeti vermeyi borç bildik:)

 

14 Kasım 2014 Cuma

Aşure

Her sene büyük bir haz duyarak yapıp eşimle, dostumla, komşularımla paylaştığım aşure çorbasını, bu sene sizlerle de paylaşmak istedim.

Tepsideki kaseleri komşularıma götürmek için hazırladım.

Mavi kase de olan aşureyi sizler adına hazırladım, bahçe kapısında ilk giren kişiye ikram etmek istiyorum bakalım kime kısmet olacak.

Malzemeler

2 su bardağı aşurelik buğday

1 su bardağı kuru fasülye

1 su bardağı nohut

1 yemek kaşığı pirinç

1 yemek kaşığı ince bulgur

4 su bardağı toz şeker

2 su bardağı kuru üzüm

1/2 çay bardağı kuş üzümü

15 adet kuru kayısı

1 su bardağı elma kurusu veya 3 adet elma

1 portakal kabuğu rendesi

2 su bardağı fıstık içi (tuzsuz)

Üzeri için

100 gr fındık içi

100 gr çeviz içi

2 ad nar

Tarçın

Yapılışı

Buğdayı, nohutu, kuru fasülyeyi akşmdan ayrı ayrı kaplara koyup üzerini geçecek kadar suyla sabaha kadar bekletin.

Ertesi gün sularını süzüp ayrı kaplarda haşlayın haşlarke nüzerine biriken köpüklerini bir kaşık yardımıyla alın.

Buğdayı, nohutu. Fasülyeyi büyük bir tencereye alıp üzerini on onbeş santim çikacak kadar sıcak su ilave edip malzemeler iyice yumuşayıncaya kadar kaynatın.

Yumuşayan malzemelerin üzerine yıkanmış pirinç ve bulguru ilave edin.

Kaynayan aşureye sırasıyla şekeri, kuru üzümleri, ufak ufak doğranmış kuru kayısıları, kabukları soyulmuş fıstıkları, portakal kabuğu rendesini, kabukları soyulmuş elmaları katıp on onbeş dakika daha kaynatıp aşure koyu kıvamlı bir çorba olduğu an altını kapatın.

Hafif ılınmaya başlayınca isteğinize göre üzerini süsleyin.

Not: Çaydanlıkta sürekli sıcak su bulundurun çorba koyulaştıkça sıcak su eklemeniz gerekebilir.

Sımsıcacık huzur dolu bir hafta sonu diliyorum.


 

 

 

9 Kasım 2014 Pazar

Bir bilgi...

Mide rahatsızlığı olanlar lütfen bu yazıyı dikkatle okuyun.

"Oroferon Depo" bu bir ilç ismi, demir eksikliği olan kişiler verilen ilaç.

Benim gibi midesinde gastrit rahatsızlığı olanlar bu ilacı kullanırken çok ama çok dikkat etsinler daha doğrusu dokturuna rahatsızlığını belirtsinler.

Zira mideye çok dokunan bir ilaç, iki aydır çok zor günler yaşadım dikkat etmeden kullandığım bu ilaç yüzünden.

Benim çektiğim ızdırabı sizler de yaşamayın diye bilgilendirmek istedim.

Sağlıklı günler diliyorum.

 

 

27 Ekim 2014 Pazartesi

Karışık turşu...

Nohutun, kurufasülyenin, tarhananın yanında olmazsa olmazı, tabi bir de evde yapılıyorsa tadına doyum olmaz.

Ekim ayı sonu benim turşu kurma zamanımdır, neden ekim ayı derseniz içine koyacağım lahanın biraz soğuk yemesi gerekiyor ki tadı güzel olsun.

Turşu yapmak kolay gözüksede telaşesi çok oluyor, turşuyu hazırlarken en önemli şey suyunun hazırlanmasıdır.

Turşunun güzel olup bozulmaması için, sebzelerin taze olması ve içine koyacağımız kavanozun çok iyi steril edilmesi gerekir.

Evet bu kadar laftan sonra nasıl hazıladığımı anatayım.

Malzemeler:

Sayacağım sebzeler 1 kğ hesabı ile iki büyük kavonoza yeterli oluyor. Sebzeler havuç, patlıcan, yeşil biber, kırmızı biber, kornişon salatalık, domates (hafif pembeleşmiş) orta büyüklükde bir adet lahana,yarım kğ küçük yeşil acı biber, beş baş sarmısak, üzerine koymak için maydanoz ve kereviz sapları, birkaç tane karabiber,bir yemek kaşığı hardal tohumu, biryemek kaşığı kişniş tohumu ve iki yemek kaşığı nohut.

SUyu hazrlamak için :

Bir litre suya iki yemek kaşığı kaya tuzu, bir yemek kaşığı sirke, bir çay kaşığı şeker.hesabıyla hazırlanır . Yukarıda verdiğim malzemeye beş litre su yeterli oluyor. Önce suyu tuzla kaynatıp soğumaya bırakın, soğuyan suya şeker ve sirkeyi ilave edin.

Sebzeleri yıkayıp süzdürdükden sonra istediğiniz büyüklükde doğrayın (patlıcanların acı suyunu akıtın) bir kova içine sebzeleri koyup üzerine hazırladığınız suyu döküp bir saat beklettikden sonra kavanoza önce nohut sonra karışık sebzeleri aralarına sarmısak koyarak yerleştirip üzerine baharat tohumlarını koyup kovadaki suyu üzerine doldurp kereviz saplarından kapak yapıp kapağını sıkıca kapatıp karanlık serin bir yere kaldırın, takkriben dört hafta sonra yemeğe hazır olur.(ara ara kontrol edin suyu azalmış ise kovadan kalan suyu ilave edin)

Not: Turşunun üstüne ağırlık olarak asla taş koymayın zira tuzlu su taşı eritiyor cam tabak veya kapaksız kavanoz koyabilirsiniz.

Afiyet olsun.

 

 

 

18 Ekim 2014 Cumartesi

Kudret Narı hakkında......

Bahçe ve balkonlarda büyük saksılar içine ekilerek rahatlıkla yetiştirilebilinen sarmaşık türü bir bitkidir. Mayıs ayında tohumu dikilip, sonbaharda meyveleri toplanır. Önce yeşil olan meyveler olgunlaştıkca yavaş yavaş önce altın sarısı sonra turuncu renge dönüşür. Bu aşamada toplanan meyveler taze olarak yenildiği gibi (acımsı tadı olabilir) kırmızı olan çekirdekleri ayıklanıp meyvesi ezilerek bal veya zeytin yağında bekletilerek yenilir.

Ben bala karıştırıp yemeği daha çok sevdim. Nasıl hazırladığımı kısaca anlatayım, belki sizlerde denemek istersiniz.

Bir adet orta boy meyvenin yıkamadan ıslak bir bezle tozu alınıp içinin kırmızı çekirdekleri ayıklanıp ufak ufak doğranır.Orta büyüklükde bir kavanoza konup üzerine yarım kğ. Bal konulup kapağı sıkıca kapatılır. Işık almayan serin bir yerde takriben 25-30 gün bekletilir. Bu süre içinde meyve önce sulanır daha sonra yavaş yavaş katılaşır. Bu aşama da karışımın yeme zamanının geldiğini gösterir.

Sabahları aç karnına bir çay kaşığı tüketilmesi öneriliyor.

İyi bir mide dostu olduğunu söylüyebilirim.

Gönlünüzce bir hafta sonu geçirmenizi diliyorum.

 

 

 

5 Ekim 2014 Pazar

Fıkra gibi......

Seneler önce tanık olduğum iki olayı anımsadıkca hep gülerim gülerkende hep şöyle düşünürüm, sokakya ve ya herhangi bir yerde deli birine denk geldiğimizde hemen yanımızdakine deliye bak deriz acaba deli bize baktığında ne der veya deli deliye ne der?

Şehrimizin çok tanınan ve de çok sevilen iki delisi vardı. İkisinin de adı Mehmet idi ama birisi elinde dosyalar, boynunda düdük, arabalara geç, dur işaretleriyle aklı sıra trafiği idare ederdi. Şehrin şoförleri alışık olduğundan trafik de aksama olmazdı sorun şehre yeni gelen şoförler veya transit geçen kamyon şoförleri Trafik Mehmet' i çözene kadar bir aksama olur sonra devam ederlerdi. O da zaten bu durumdan çok hoşnut olurdu çünkü kendisini dinleyen birilerini yakalamış oluyordu.

İkinci delimiz Mehmet' in görevi bando takımını idare etmekti. O zamanlar askeri bando takımı milli bayramlarda ve cuma günleri bayrak töreni için yürüdüğünde Mehmet onlara eşlik eder ara ara da komut vererek askerlerin yanın da yürürdü. (0 zamanlar dediğim 1983 yılı )

Şimdi fıkra gibi dediğim olay iki Mehmet arasında geçiyor. Bir pazar günü erken uyanıp keyfi yapayım düşüncesiyle balkona çıktım etraf sesiz trafik varla yok arası derken iki Mehmet'i gördüm yolun karşısın da kapışıyorlar bando Mehmet elinde bir taşla trafik levhasına taşla vuruyor Trafik Mehmet 'de ona yapma diyor gitmeye başlıyor diğeri tekrar taşla vuruyor bir kaçkez aynı durum olunca en sonunda Trafik Mehmet koşturarak geldi. Mehmeti sarsarak "sen deli misin" niye böyle yapıyorsun dediği anda benim onları gülerek izlediğimi görünce çekip gittiler. Arkalarından gülerken de düşündüm, onların kafasındaki deli tanımı ne acaba.

İkinci olay iki çöpçü arasında geçiyor. Çalıştığım dönemde çok erken işe giderdim o saatlerde bir çöpçüler sokakda olurdu bir de ben. Sabahları ilk görüp günaydın dediğim çöpçü arkadaşlar birgün kapışmaya başladılar. Biri yerden bir şey alıp evirip çevirdikden sonra cebine koydu diğeri nedir diye sordu o da cevap vermeyince kızıp sen "çöpçü müsün" ne her gördüğünü alıp cebine atıyorsun dedi ve işlerine devam ettiler. Bu olaya da çok gülmüş ve aynı zamanda da düşünmüşümdür.

Bayram günü bu fıkra gibi olayları sizlerle paylaşıp sizlerin gülümsemelerine eşlik etmek istedim. Ve aynı zamanda da hepinizin bayramını en samimi duygularımla kutlar sevgilerimi iletirim.

28 Eylül 2014 Pazar

Bitkilerin geri dönüşümü. (Kompost)

Ev ve bahçe atıklarının geri dönüşümüyle elde edilen doğal gübre (Kompst)

İki senedir ev ve bahçe atıkları değerlendirerek çok fazla olmazsa da en azından ektiğimiz sebze köklerine ağaç diplerine koyacak kadar gübre elde edebiliyoruz.

Geri dönüşümle doğaya katkı sağladığımız gibi çevreyi de kirletmemiş oluyoruz.

Gelelim nasıl kompst yaptığıma.

İşe önce bir plastik veya teneke bidon temin ederek başlıyalım.

Bidonu hava alması için bir kaç yerinden delelim. Bahçenin kullanılmıyan bir köşesine yerleştirelim.

Bidonun içine önce birz toprak atalım üzerine bahçe atıkları dediğimiz tohuma düşmemiş yabani otlar, budanmıiş taze ağaç dallrı, yere düşen yapraklar, biçilmiş çimler bunları her koyuşta aralarına biraz toprak atıarak biraz nem versin diye az su serpip bidonun kapagını kapatalım.

YUkarıdaki işlemin aynısını ev atıklarında da yapıyorum. Kavun, karpuz,sebze kapukları,yumurta kabukları (iyice ezerek ) ve yumurta kartununu da ufak ufak doğruyorum hepsini karıştırıp bidona koyup kapağını kapatıyorum.

Takriben beş altı ay içinde kullanılır hale geliyor.

Kanada da görmüştüm bu karışımların içine solucan da koyuyorlar oluşumu hızlandırsın diye. Ben henüz denemedim denersem sizleri bilgilendiririm.

Sevgiyle kalın.

 

 

21 Eylül 2014 Pazar

Kış'a hazırlık (Menemen)

Eylül ayı salça sos ayıdır bizim sitede. Sonra turşu yapımı, zeytin derken kasım ayının sonunu buluruz.

Ben iki yıldır sosu ve salçayı bahçede odun ateşinde kaynatıyorum.Hem tüpden tasarruf oluyor hemde budadığımız ağaç dallarını değerlendirmiş oluyoruz.

Kısaca yaptığım menemeni anlatayım.

Domatesi rendeleyip (kabuklarını soyup ufak doğrayabilirsiniz) altı geniş bir tencerede tahta kaşıkla karıştırarak pişirmeye başlayın.



Göz göz kaynamaya başlayınca önceden doğrayıp çekirdeklerini ayıkladığınız biberlerinizi katıp onbeş dakika daha kaynatıp, sterlize ettiğiniz kavanozlara bir parmak boşluk bırakarak sıcakken doldurun.


Kapağını kapatmadan bir çay kaşığı tuz yarım çay kaşığı toz şeker koyup , kavanozların kapağını sıkıca kapatıp (her seferinde yeni kapak kullanın) ters çevirerek kaldırın.



Tüm kış afiyetle yiyin.

Ocak yanıyorken çayımızı yemeğimizi ve bol sohbeti de ihmal etmiyoruz.



Salçalı soslu bol muhabettli günler.