15 Ağustos 2018 Çarşamba

Kars.....

Kars Türkiye’nin kuzeydoğusunda yer alan ve Ermenistan’a komşu olan bir ilimiz.

Kars Platosu yemyeşil bir düzlük. Biz haziran ayı başında oradaydık ağaçlar yeni çiçek açmıştı. Oysa ki  batıda ağaçlar meyveye durmuştu. Bahar yeni gelmişti oralara. Başı karlı zirvelere ve yemyeşil düzlüklere...

Iki gün konaklayacağımız otele geçip, biraz dinlendikten sonra Kars sokaklarına karıştık.

Kars şehrinde,  Rus mimarisinin hakim olduğu  eski yapılar oldukça yoğunlukta. Şehrin caddeleri ve sokakları oldukça geniş ve düzgün döşenmiş. 

Kars’ta hala kullanılmakta olan Rus evleri ve işlevsel yapılar var. 

Kars şehir merkezinde ilk olarak gezi grubumuzdan Kars’lı bir arkadaşın ailesinin evine konuk olduk. Evin giriş cephesinde eski taş kemerli olan bir bahçe kapısından içeri girip, büyük bir avlu içinde aile yakınlarının oturduğu evler bulunan  oldukça büyük bir bahçede ağırlandık. (29 kişiydik. Çok güzel birkaç saat geçirdik.)

Neyse kuru lafı fazla uzatmadan görsellerle yumaşatarak anlatayım diyorum :)

Çıldır Gölü
Son senelerde  yazılı ve  görsel basında, Çıldır Gölünün hep don tutmuş hali ve atlı kızaklarla dolaşan turistleri aradı gözüm ilkten.
Ama kış kadar baharda yakışmış bu göle.

Bahar ayında yeşilin ve mavinin huzurunu yaşatıyor insana 
Oraya gidipte göl kenarında bulunan restoranlarda taze sazan balığı yemeden dönmeyin derim.
Çıldır yolu kenerında ait insan figürlarını andıran çeşitli mezar taşları gözümüze takıldı. Edindiğim bilgilere göre bu mezarlar Terekemelere aitmiş. (Terekeme diger bi adı da Karapapaklar. ) Kafkas kökenli bir türk boyu.
Kars Kalesi 
Kalenin bulunduğu Kaleiçi Mahallesinde daha çok Osmanlı eserleri bulunuyorken, daha içerilerde ise Rus mimari yapısının hakim olduğu eserler bulunuyor.

Kars çayının aktığı üç kemerli taş köprü.
Kalenin altında kaderine terk edilmiş bulunan Cuma Hamamı
Kaleiçi Mahallesinde bulunan Oniki  Havariler Kilisesi.

Evliya Camii

Ebul Hasan-ı Harakani Türbesi



Katedral (sonradan camiye çevrilmiş.) 
Çeltikov Otel (Taş Otel)
Kars’ta son gecemizi, Hanımeli Restoranda keyifli bir akşamla noktaladık. Yöresel yemeklerin sunulduğu ev ortamı havasında şirin bir yer.Yemeğe işletme sahibi beyin akardiyon çalıp söylediği  yöresel ezgilerle  başladık. Nefis yemekler eşliğinde ilerleyen saatlerde Halk Ozanlarının çaldığı saz ve karşılıklı aşık atışmaları aynı zamanda da hepimizin (29 kişi)  ismine söyledikleri uygun dörtlüklerle çok gülüp eglendik.
Kars yöresinin damakta tat bırakan yemekleri;


Şirin pilavı (meyvelerle yapılan tatlı ve ekşinin  buluştuğu bir tat) nefisti

Kaz eti, yiyemem diye başladım, ikinci tabağı istedim. Çok beğendim.
Revan Köfte 
Hangel (etsiz mantı)
İncedere Köyü
Guruptan bir arkadaşın baba evinin bahçesine konuk olduk.


Kars Gravyer peynirinin çıkış yeri olan Boğatepe Köyü. Türkiye’de kurulan ilk ve tek Peynir Müzesi.

Zümran Ömür, peynir müzesinin kurucusu olan bu hanım aynı zamandada Boğatepe Çevre ve Yaşam Derneği Başkanı.
İlkokul mezunuyum diye başlayıp anlattığı hikayesini hayranlıkla dinledik.  




 Bataklık Nergisi Boğatepe yerleşkesinde küçük bir çay kenarında açmış  nergis çiçekleriyle sizlere hoşça kalın diyorum.
Bir sonraki  postta Ani Harabeleri ve Kars Cephesi Harp Tarih Müzesini anlatmaya çalışacağım.