28 Mayıs 2017 Pazar

Bahçede hummalı çalışma var...........

Çok büyük bir bahçe olmasada bu aylarda günün büyük bir bölümü bahçeyle uğraşmakla geçiyor. Daha evin içinin düzenini tam kurmadan önce bahçe düzenini kurmaya uğraşıyoruz. İki yıldır aşağıda gördüğünüz gibi ekim yapacağımız alanları bölüm bölüm hazırlıyoruz. Bu şekilde sulama, gübreleme ve de etrafında dolaşma daha rahat oluyor. Kanada'da görmüştük çok mantıklı gelmişti bize. 


 
Bahçenin ekime hazırlanmış hali. İşte ben bu halini çok severim boş toprakta saatlerce oturabilir ve  üzerinde kısa bir süreliğine yatabilirim de.(Tabi gübre koymadan önce :))

 
Fideler ekime hazır hale geldi. Fidelerin bir kısmını bir önceki yıldan elde ettiğim tohumdan yetiştirdim. Bahçede ekim sulama işi eşime, çiçek böcek işi de bana ait :)

  
Ekimden bir müddet sonra altları çapalanıp dolduruldu. Yanlara sulama arkı açıldı. Destek çubukları dikilip iple bağlandı.


 
Kasım ayında evde filizlenen sarımsakları bir köşeye ekmiştim. 


 
Begonvil bu sene yine kurumuş. Alttan yeni filiz vermeye başladı çıkacak, dal büyüyünceye kadar bu takıları taşıyacak.


 



 
Rüzgarın kırdığı kaktüs dalı arapsaçının bulunduğu yere düşmüş. Arapsaçı kısa sürede sarıp sarmalamış kıyamadım ayırmaya:)


 
"Gülü seven dikenine katlanır" misali bende dikenlerine rağmen kaktüsleri çok seviyorum.


 
Normalde beyaz sardunya. Baktım pembe olmaya başladı çiçekleri, inceleyince anladım ki nar ağacının çiçeklerini kıskanmış :) tozlaşma yolu ile renk değiştirebiliyormuş sardunya.


 
Geçen yıldan kalan limon yanında yeni açmış limon çiçeği. İzlemek çok hoşuma gidiyor koparmaya kıyamıyorum.


 
Nar çiçeğinin güzelliğini anlatmaya gerek yok:)


 
Komşumdan gelen yenidünya meyvesi. Evde bulamayınca kapıya aşmış.:) 


Bizim bahçeden çalışmalar şimdilik bu kadar. Gönüllere huzur veren bir hafta olsun. 

19 Mayıs 2017 Cuma

14 Mayıs 2017 Pazar

Meksika / Coba ve Tulum.......

Kaldığımız otelin düzenleyeceği ücretli turun fiyatı bize biraz pahalı gelince, otelin içinde bulunan araba kiralama şirketine gidip bir araç kiralamanın  daha uygun olacağını düşündük. Görüşmemiz sırasında orada çalışan görevli eleman bir gün beklersek izin gününde uygun fiyatla şoforlük yapabileceğini söyledi. Bilen biriyle dolaşmak bizim için daha uygun olacağını düşünerek kabul ettik.

Ilk gittiğimiz yer COBA (Koba okunuyor):
Coba,  Maya dilinde su anlamına geliyor.
Coba Mayanların yaşamış oldukları çok eski bir yerleşim yeri. 


 

 
Maya harabeleri oldukça büyük bir orman içinde bulunmaktadır.

 

Harabeleri gezerken, zamandan kazanmak istiyorsanız, bisiklet  veya sürücülü bisiklet arabalar kiralayabiliyorsunuz.

 

Bu yollar 15-20 mt. genişlikte. Yollar beyaz  kireç taşından yapılmış olduğundan ay ışığı ile aydınlanmakta.  Halk arasında "Işıklı" yollar  diye tanımlanmaktadır. Piramite gitmek için de uzun bir yol kat etmek gerekiyor.

 


 
Maya top oyun alanı.

 
Nohoch Mul  Piramidi.

 

 
Oldukça dik bir piramit. Tırmanmanın yanında iniş daha çok tehlikeli. Inerken çoğunlukta insanlar oturarak veya tepeden aşağıya sarkıtılmış kalın halat ipe tutunarak iniyorlar.

 
Coba' da bir köy evi.

 
Evlerin üstleri bir çeşit otlarla kapatılmış. Kiremit kullanılan çatılar yok denecek kadar az.

 

 



TULUM:
Maya'ların son yerleşim merkezlerinden olan Tulum bir liman şehridir.
Tulum, turkuaz rengi denizi ve bembeyaz kumsallarına küçük oteller ve bungalov evler eşlik ediyor.

 

 
Birçok ünlünün yazlık evlerinin bulunduğu bir bölge.


 

Kaldığımız otele dönüş yolundan kareler.


 
Cenote, su altı mağaraların bulunduğu yerler. Zamansızlık yüzünden gidemedik.

 

 

 
Çok ilginç bir ağaç tam da yolu ortalamış.

 

 
Yaşamlarının renkliliğini heryerde kullanmışlar. 

 
Pizza siparişi  vermiştim henüz gelmedi :)

 

 

Güzel bir hafta diliyorum. 

5 Mayıs 2017 Cuma

Meksika / Playa del Carmen.......

Playa del Carmen, Meksika'nın Quintana eyaletinde Karayip Denizli kıyısında bulunan, eskiden  ufak bir balıkçı kasabası iken şimdilerde küçük bir şehir havasında olan bir yer.

Playa del Carmen'deki sahil kenarında olan otelimizde İlkgünün yorgunluğunu atıp dinlendikten sonraki gün; otele ait tur operatörünün müşterileri için hazırladıkları ücretsiz tura katıldık.


 

İlk gittiğimiz yer Matis mecevher firmsının satış yeri oldu. Binanın üzerindeki yazılardan "İstanbul Kuşadası" yazısını görünce hem şaşırdık hem de çok sevindik. İçerideki görevlilerden biri Türkçe konuştuğumuzu duyunca oranın sahibi Jack Kohen beyle birlikte yanımıza geldiler. Biraz Türkiye biraz Meksika sohbeti yaptık. Uzak diyarda,  memleketinden biriyle karşılaşmakta bir başka haz veriyor insana. Muhteşem bir mağaza ve cok nezih insanlar. Gurur duyduk. Yolunuz düşerse kacırmayın.

 
     
İkinci gittiğimiz yer Meksika'nın meşur içkisi olan tekilanın satış yeriydi.

 

Tekila içkisi, resimde  görülen Agave bitki kökünün özünden elde ediliyor. Yeşil yapraklı olan  bu bitki kök olgunlaşınca yapraklar maviye dönüşüyor. (Kök olgunlaşmasını en az on yılda tamamlıyor)

 
Meksika'nın efsane içkisi olarak bilinen Tekila ismini de Meksika'nın küçük bir kasabasından almış. Burada hem sunum yapılıyor hem de nasıl içilir diye bilgilendirme yapılıyor.

 
Önemli tekila markası olan "Olmeca" dır. İsmini büyük maya tanrısından alır. Şişelerin üstünde de resmi vardır.

 
Buraya kadar gidip de bu kareye girmemek olmazdı:)



O günkü turun son saatlerini Playa del Carmen de çarşı dükkan sokak gezerek tamamladık. O kadar renkli bir ülke ki nereyi çekeceğimi şaşırdım desem abartmamış olurum İnanın.


 


 

 

 

 

 
Deniz kenarında olan bu heykel; rüzgarın taşıdığı bir erkekle, suyun taşıdığı bir kadın tasvir ediliyor.

 

Maya direk dansı. Eskiden Maya yerlilerinin kuraklığı önlesin diye yaptıkları dans. Şimdilerde UNESCO tarafından kültür mirası kapsamında korunuyormuş.
 

 
Kökleri havada olan ağaçlar iki yıldan beri olan bir düzenlemeymiş.

 
Puro sarım dükkanı.


 

 
"Frida Kahlo"
Merih'ciğim (Merih'in Atmosferi) blogunun sahibesi güzel arkadaşım daha önce ki postumda bıraktığın yorumda Frida Kahlo'nun yaşamımdan çok etkilendiğini yazmıştın (Benim gibi) o gün yolculuk nedeniyle çok modumda değildim sana fazla yazamamıştım.
Şunu demek istiyorum senin blogda ilk resmini gördüğüm anda bizim "Frida Kahlo" muz demiştim. Yanılmamışım değilmi?

 

 


 
Meksika / Nachos
Olmazsa olmazı:)


Not: çok önceden hazırladığım Meksika'yla ilgili yazı ve fotoğraflarımı kullandığım programda meydana gelen bir hata yüzünden (büyük ihtimal benden kaynaklanmış olabilir de) anca yayınladım. Bir sonra ki yazımda da Coba ve Tulum dan bahsedeceğim bir aksilik olmazsa:))