Ben kullanım hatası yaşadığım için, bu bilgiyi sizlerle paylaşmak istiyorum. Tavanızı yeni aldıysanız ya da almayı düşünüyorsanız bu bilgi işinize yarayacaktır.
Tava, tencere vs. ilk alındığında kullanıma hazır hale getirmek için öncelikle tavanızı sıcak suyla yıkayınız kuruması için ocak üzerinde biraz bekletin,kuruduğundan emin olduktan sonra içini dışını sıvı yağla yağlayıp 120 derecede ısıtılmış fırına tavayı ters çevirerek koyun. Fırınınız kirlenmesin diye altına bir tepsi veya benzeri bir şey koyarsanız akan yağları temizlemekten kurtulursunuz. Tavayı bu şekilde 1 saat fırıda tutup çıkarıp tekrar yağlayıp 1saat daha fırınladıktan sonra ısıyı kapatıp içinde soğumaya bırakın. Bu işlemden sonra gönül rahatlığıyla kullanabilirsiniz.Şimdi sıra temizliginde bu malzemeleri yıkarken kesinlikle deterjan kullanmamak gerekiyor.Sebebi dökme demirin gözenekli yapısından dolayı deterjan kalıntılarının bu gözenekleri doldurması ve daha sonra yiyeceklere geçmesidir. Bol sıcak suyla yıkayıp veya içine biraz tuz koyup ovup, bekletip öyle yıkayın.
Gününüz güzel geçsin.
2 Mayıs 2014 Cuma
28 Nisan 2014 Pazartesi
Birazda dantel...........
Burada yaptığım elişilerimden bahsetmek istiyorum. Çocukluğumdan beri dantel örüp kaneviçe işlemeyi çok severim. Örgü örmeyi de evlendikten sonra öğrendim. Dikiş derseniz söküklerimizi dikmekten öteye gidemedim diyebilirim.
Bence dikiş sabır ve gönül işi oda bende yok denecek kadar az. Ben iyisi dantellerimi yapmaya devam edeyim. Türkiyeden gelirken orada örmeye başlayıpta yarım kalan iki perdemi burada tamamlamak için yanımda getirdim.
Bitirdigim ilkini yerine taktık diğerinede devam ediyorum. Şuanda elimde ördüğüm perdenin ipi yorgan ipi diye satılıyor bobin halinde. Bir kere yıkanıp ütülendikten sonra bir daha ütü istemiyor. Benim gibi ütü yapmayı sevmeyen hanımlara duyurulur. :)
Gönlünüzden sevgi, yüzünüzden gülücük eksik olmasın.
Bence dikiş sabır ve gönül işi oda bende yok denecek kadar az. Ben iyisi dantellerimi yapmaya devam edeyim. Türkiyeden gelirken orada örmeye başlayıpta yarım kalan iki perdemi burada tamamlamak için yanımda getirdim.
Bitirdigim ilkini yerine taktık diğerinede devam ediyorum. Şuanda elimde ördüğüm perdenin ipi yorgan ipi diye satılıyor bobin halinde. Bir kere yıkanıp ütülendikten sonra bir daha ütü istemiyor. Benim gibi ütü yapmayı sevmeyen hanımlara duyurulur. :)
Gönlünüzden sevgi, yüzünüzden gülücük eksik olmasın.
25 Nisan 2014 Cuma
Küba
Geçen sene tam bugün Küba'daydık. Kızımızı ziyarete gelmiştik Kanada'ya, o da bize sürpriz yapıp bizi Küba'ya götürdü. Nerede nasıl kalınır araştırmasını yapıp, tursuz seyahat etmeye karar verip Küba'ya uçtuk. Yaptığımız plan doğrultusunda önce Varadero havaalanına inip hemen bir taksiciyle anlaşıp (çok sıkı pazarlık yapmak gerekiyor) Havana'ya gittik. Biz otel yerine Casa Particular denen kiralık evlerde kalmayı tercih ettik. Çünkü amacımız halkla iç içe olup Küba kültürünü yakından tanımaktı, öylede oldu.
Havana'da çok sayıda devrimden önce yapılmış güzel binalarını, devrim müzesini,1 Mayıs Meydanını gezdik. Sahil kenarında ATATÜRK büstünü gördük ve çok gurur duyduk. Birinci gün kendimiz gezdik, sonrasında antika arabayla şehir turunu ek rehber eşliğinde yaptik. Oradan ayrılıp uzun ve de yorucu bir yolculuktan sonra (yine bir antika arabayi şoförüyle kiralayip) Trinidad şehrine geçtik. Bu arada yollarda gördüğümüz manzaralar, geçtigimiz köyler tek kelimeyle muhteşemdi.
Unesco tarafından koruma altına alınmış çok renkli ve şirin bir yer. Taş sokakları, renk renk evleri, muhteşem ferforje masa ve sandalyeleri dikkat çekiciydi. Sabahlara kadar dinmeyen müziği ve güzel samba yapan kızları ve de sanat sokağında her türlü sanat çalışmaları yapan güzel insanlarını bırakıp Santa Clara'ya gitmek üzere yola cıktık. Yine 1945 - 1950 yıllarından kalma antika arabalarla yorucu ama zevkli bir yolculuktan sonra Che Guevara'nın anıt - müzesini, gezip ara moladan sonra son durak yerimiz Varadero'ya geldik.
Nihayet beş günlük yorgunluktan sonra kendimizi kumsala (Playa Azu - Mavi Plaj 20 km. kumsalı var) atıp okyanusun sularında serinlemeye çalıştık. Burası tatil yeri olduğundan dolayı, oteller, yazlık evler ve müzik eğlencesi dışında anlatılacak birşeyi yok. A......Benim için en önemli konudan bahsetmesem olmaz oralara gitmeyi düşünürseniz işinize çok yarıyacaktır bahsedecegim şey ne mi? Ekmek! Benim gibi ekmek ağırlıklı beslen biri için beş gün yarı aç dolaşıp sonra buradaki otelin kahvaltı salonundaki ekmekleri tabağıma doldurmamı hala anımsayıp güleriz. Burada yerel halkın yemekleri siyah fasülyeli pilav, lahana salatası ve de tatlı olarak sundukları muz kızartması. Turistlere hizmet veren restoranlarda bunlara ilave çok güzel deniz ürünleri çeşitleri var. Mesela buranın istakozunun çok lezzetli olduğunu söylediler, ben ilk yediğim için fena değildi tadını bilenler için mükkemmelmiş. Ben bir iki balık dışında fazla deniz ürünü sevem. Gidipte bizim yaptığımız gibi otel değilde evde kalmayı tercih ederseniz yapacağınız en güzel şey iyi bir otelle anlaşıp yemeklerinizi orada yemek olur derim biz bunu son üç günde hallettik. Otelde kalmayı düşünüyorsanız çok iyi araştırın otellerde kalanların yorumlarını okuyun seçiminizi ona göre yapın derim.
Not:Yakın zamanda Küba'ya gitmeyi düşünürseniz yanınızda çocuklar için küpe, toka, şeker, kalem, diş macunu, hanımlar içinde sabun ve de şampuan götürün, onları çok mutlu edecektir.
Havana'da çok sayıda devrimden önce yapılmış güzel binalarını, devrim müzesini,1 Mayıs Meydanını gezdik. Sahil kenarında ATATÜRK büstünü gördük ve çok gurur duyduk. Birinci gün kendimiz gezdik, sonrasında antika arabayla şehir turunu ek rehber eşliğinde yaptik. Oradan ayrılıp uzun ve de yorucu bir yolculuktan sonra (yine bir antika arabayi şoförüyle kiralayip) Trinidad şehrine geçtik. Bu arada yollarda gördüğümüz manzaralar, geçtigimiz köyler tek kelimeyle muhteşemdi.
Unesco tarafından koruma altına alınmış çok renkli ve şirin bir yer. Taş sokakları, renk renk evleri, muhteşem ferforje masa ve sandalyeleri dikkat çekiciydi. Sabahlara kadar dinmeyen müziği ve güzel samba yapan kızları ve de sanat sokağında her türlü sanat çalışmaları yapan güzel insanlarını bırakıp Santa Clara'ya gitmek üzere yola cıktık. Yine 1945 - 1950 yıllarından kalma antika arabalarla yorucu ama zevkli bir yolculuktan sonra Che Guevara'nın anıt - müzesini, gezip ara moladan sonra son durak yerimiz Varadero'ya geldik.
Nihayet beş günlük yorgunluktan sonra kendimizi kumsala (Playa Azu - Mavi Plaj 20 km. kumsalı var) atıp okyanusun sularında serinlemeye çalıştık. Burası tatil yeri olduğundan dolayı, oteller, yazlık evler ve müzik eğlencesi dışında anlatılacak birşeyi yok. A......Benim için en önemli konudan bahsetmesem olmaz oralara gitmeyi düşünürseniz işinize çok yarıyacaktır bahsedecegim şey ne mi? Ekmek! Benim gibi ekmek ağırlıklı beslen biri için beş gün yarı aç dolaşıp sonra buradaki otelin kahvaltı salonundaki ekmekleri tabağıma doldurmamı hala anımsayıp güleriz. Burada yerel halkın yemekleri siyah fasülyeli pilav, lahana salatası ve de tatlı olarak sundukları muz kızartması. Turistlere hizmet veren restoranlarda bunlara ilave çok güzel deniz ürünleri çeşitleri var. Mesela buranın istakozunun çok lezzetli olduğunu söylediler, ben ilk yediğim için fena değildi tadını bilenler için mükkemmelmiş. Ben bir iki balık dışında fazla deniz ürünü sevem. Gidipte bizim yaptığımız gibi otel değilde evde kalmayı tercih ederseniz yapacağınız en güzel şey iyi bir otelle anlaşıp yemeklerinizi orada yemek olur derim biz bunu son üç günde hallettik. Otelde kalmayı düşünüyorsanız çok iyi araştırın otellerde kalanların yorumlarını okuyun seçiminizi ona göre yapın derim.
Not:Yakın zamanda Küba'ya gitmeyi düşünürseniz yanınızda çocuklar için küpe, toka, şeker, kalem, diş macunu, hanımlar içinde sabun ve de şampuan götürün, onları çok mutlu edecektir.
21 Nisan 2014 Pazartesi
Renkli Yumurtalar ve Easter
Her yerde yumurta (Easter) bayramı coşkusu vardı. Süslü boyalı yumurtaları görünce
çocukluğumun coşkusunu anımsadım.Sene 1965 yer Ankara (uzun zaman oldu
Ankara'ya gitmeyeli çooooooook özledim) ilkokula gidiyorum. Her sabah mahalle
bakkalının önünde yuvarlak hasır sepet içine konmuş renk renk boyalı
pişmiş yumurtalar olurdu. Arkadaşlarla o renk senin bu renk benim kapışıp
dururduk. Bakkal amcanın kızgın bakışlarıyla kendimize gelir bazen alıp bazen
almadan geçip giderdik. Bilmemki başka bakkallarda da satılır mıydı yosa bizim
amcanın fikriydi. Bu renk renk yumurtalar nasıl mutlu ederdi bizi, şimdiki çocukları içi çikolata, oyuncak dolu yumurtalar bile zor mutlu
ediyor.
Yürüyüş yaparken gördüğüm komşulardan birinin bahçe kenarına hazırladığı Easter aranjmanını paylaşıyorum.
Mutluluğun herkesin yanında olması dileğiyle hoşçakalın.
Yürüyüş yaparken gördüğüm komşulardan birinin bahçe kenarına hazırladığı Easter aranjmanını paylaşıyorum.
Mutluluğun herkesin yanında olması dileğiyle hoşçakalın.
17 Nisan 2014 Perşembe
Yan gel yat günü
Bugün canım hiçbirşeyi yapmak istemiyor dışarı çok soğuk geceden başlayan kar yağışı olanca hızıyla devam ediyor en iyisi kahvaltıyı yapıp bir koltuğa uzanmak ve stres topumuz paşayla uğraşmak. E.....hazır uzanmışken en güzel keyif kitap okumaktır bence. Ramses serisini çok istediğim halde okuyamamıştım kitaplıkta o bana ben ona bakışıp dururduk hep. Nihayet bu sene kısmet oldu başladım çok da zevk alarak okuyorum (oldum olası Mısır'ın çok gizemli bir ülke olduğunu düşünmüşümdür)
İşte böyle arada bir yan gelip yatmak çok güzel sizede tavsiye ederim. Hoşçakalın.
15 Nisan 2014 Salı
Bahar gelemedi gitti
Taktım bahara galiba ama ne yapabilirim kar ve
soğukla yaşamaktan fenalık geldi bana. Aslında karı çok severim ama bir yere
kadar diyor insan her neyse dün hava biraz sıcak olunca ilk işim eşimle beraber
kızımın kapısının önündeki ağaçları budamak oldu. Budadığım dallardan birkaçını
alıp eve getirdim.Su bazlı boyayla tomurcukları tek tek boyadım elimde olan
renklerle o ara kızım yanıma gelip hayrola anne ne yapacaksın onları dedi.. Bahar
duasına çıkacağım dedim gülüştük Dalları uygun saksı içine koyup dış kapı
girişindeki masanın üstüne koyduk. Boyayı elime almışken kapı önündeki taşıda
one stroke yaparak baharın olmazsa olmazı papatyaları yaparak bir nevi yağmur
duası yerine bahar duası yapmış oldum.
Yüreğinizdeki tomurcuklar istediğiniz renkte açın diyorum. Hoşcakalın.
Yüreğinizdeki tomurcuklar istediğiniz renkte açın diyorum. Hoşcakalın.
13 Nisan 2014 Pazar
Spruce Meadows bahçe şovu
Bugün burada senede birkez yapılan bahçe şovuna gittik (Spruce Meadows'da). Her şey çok güzeldi. Artık yaza hazırlık başladı. Bahçe düzenlemeleriyle ilgili yarışma, ve kongre bolümünde de ünlü dizaynırlar konuşmalar yapıp soru cevaplarla fikirler verdiler. Geçen senede gelmiştik, bu sene de kaçırmadık. Birkaç fotoğraf çektim. Umarım hoşunuza gider.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)